Bologna'da Tarihle Medeniyet Bir Arada

Tarihin ağırlığından kurtularak geçmişin muhteşemliğini yaşatmaya kararlı olan Bologna sizi eski zamanlara doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

 

Tarihin ağırlığından kurtularak geçmişin muhteşemliğini yaşatmaya kararlı olan Bologna sizi eski zamanlara doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bu şehirde kafanızı nereye çevirirseniz çevirin görkemli binalar, kiliseler ve müzeler karşınıza çıkıyor. Yaşamın ve kültürel mirasın kıymetli olduğu bu topraklarda tarih, sanat, yemek ve doğa vazgeçilmez değerler. Çizmenin kuzeyinde yer alan Emilia - Romagna Bölgesi'nin en çekici şehri olan Bologna’da sanata, tarihe, yemeğe yani güzel yaşamaya doyduğumu söyleyebilirim.

İtalya baştan aşağı dolaşılması, her yerinin görülmesi gereken ülkelerden biri. Her yeri buram buram tarih kokuyor, içerisinde medeniyet izleri barındırıyor. Mutfağı dillere destan, şaraplarının ayırt edici bir lezzeti var. İnsanları sıcak, havası güzel, harikulade sahillere sahip... Kısacası ne tür bir arıyorsanız arayın, istediğiniz cevabı bu ülkede bulabilirsiniz. Daha önceki İtalya gezilerimden farklı olarak bu sefer tarihi kalıntılar ve Ortaçağ mimarisine olan merakım yüzünden İtalya'nın kuzeyinde yer alan Bologna şehrine seyahat ettim. İtalya'da gezdiğim favori yerlerden biri olan Bologna'da aradığım, istediğim her şeyin daha da iyisini buldum.

Bologna'nın nüfusu yaklaşık 400 bin. Şehrin İtalyanlar arasındaki lakabı "Kızıl Şehir" Bu ismi almasının nedeni ise şehirdeki binalarının birçoğunun kırmızı tuğladan yapılmış olması. 1088 yılında kurulan Bologna Üniversitesi, Avrupa'nın en eski üniversitelerinden biri ve şehir meydanına çok yakın. Bologna'ya da kaldığım süre boyunca Grand Hotel Majestic'te konakladım. Merkezi konumu, geniş ve rahat odaları tam istediğim gibi bir oteldi. Otelin hemen yanı başında 14 Aralık'ta başlayacak olan İnci Küpeli Kız sergisine yetişemedim. Ama 25 Mayıs'a kadar devam edecek olan sergi sayesinde Bologna'ya yeniden gitmek için fazladan bir nedenim oldu.

1

Montagnola Parkı'nın orada her hafta Cuma ve Cumartesi günleri kurulan devasa pazarda her şey bulunuyor. Kııyafetten parfüme, sebzelerden antika eşyalara kadar yok yok. Çok hoşuma giden birkaç bileklik ve antika bir müzik kutusunu oldukça uygun fiyata satın aldım. Fazla turistik olmayan bu pazar, yerel halkı gözlemlemek adına müthiş alan. İtalyanların da aceleci yapıda olduğunu bu sayede fark ediyorum.

Bologna Katedrali (Metropolitana di San Pietro) oldukça büyük bir yapı. Katedralin sağlı sollu her bölümünde devasa yağlı boya tablolar eşliğinde minik şapeller mevcut. İtalyan mimarisinin en nadide örneklerinden biri olan bu katedral, görkemliği ile herkesi büyülüyor. Şehrin en önemli meydanı olarak kabul edilen Maggiore'ye bitişik olan Neptün Meydanı'nın tam ortasında Neptün Çeşmesi yer alıyor. 1563-1566 yılları arasında yapılan bu heybetli çeşme Papa'nın gücünün simgesi olarak inşa edilmiş. Çeşmenin bir tarafında belediye binasının uzantısı ve multimedya kütüphanesi, diğer tarafında ise Palazzo del Re Enzo bulunuyor.

13. yüzyıla tarihlenen dikdörtgen şeklindeki Maggiore Meydanı, şehrin merkezi olarak kabul ediliyor. Bologna'nın buluşma noktası, şehrin kalbinin attığı yer olan Maggiore'nin çevresinde birçok cafe, restoran, butik ve antikacılar bulunuyor. Maggiore Meydanı'nda bulunan San Petronious adındaki azize atfedilen kilise 1390’da kurulmuş. San Petronio, gotik tarzı ve oldukça geniş hacimli iç mekanıyla İtalya’nın en etkileyici katedrallerinden biri.

2

13.yy ’da Avrupa’nın Cordoba, Paris, Venedik, Floransa ve Milano’dan sonra altıncı büyük şehri olan Bologna, tarihi zenginliklerle dolu, zamanında medeniyetin beşiği olmuş tam bir kültür şehri. Siz de kültür tatilini sevenlerdenseniz kesinlikle Bologna'ya gitmelisiniz. Pişman olmayacaksınız!

Çerezler (cookie), https://jabiroo.com.tr/ web sitesini ve hizmetlerimizi daha etkin bir şekilde sunmamızı sağlamaktadır. Çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.