Bu yıl Sevgililer Günü Cuma gününe denk gelmişken 3 günlük bir tatil planlayan uslanmaz seyahat severler için son dakika öneriler sunmadan olmazdı! Uzun uçuşlarla zaman kaybetmeden ister yurtiçinde ister yurtdışında kısa bir tatil fikri olanlara Kapadokya’dan Salzburg’a uzanan önerilerimizi tabi ki çiftlere yönelik hazırladık.

Kars

Seyahat bloglarını ve dergilerini yakından takip ediyorsanız 2016 sonundan beri özellikle Kars rotasını ve gezi yazılarını bol bol okumuşsunuzdur. Conde Nast Traveller Türkiye tarafından 2017’nin yükselen destinasyonları arasında gösterilen Kars, bize göre tanıtımı geç yapılmaya başlanmış bir şehir. Yüzlerce yıllık köklü geçmişinde Anadolu’nun önemli ticaret kapısı olan ve bu sayede mimarisinden mutfağına büyük değerler barındıran Kars ve civarı hem doğal güzellikleri hem de kültürel öğeleriyle ufkunuzu açıyor, yüreğinize güzellik aşılıyor. Evet, çok soğuk! Ama bu şehri beyazlar altında görmek büyüleyici inanın. Ani Harabeleri’ni ziyaret etmek, kış aylarında donan Çıldır Gölü’nde kızakla kaymak; Kars Kalesi, Taş köprü, Aleksander Nevsky Katedrali, Doğunun Ayasofya’sı olarak adlandırılan On iki Havariler Kilisesi, Eski Vali Konağı gibi mimari yapıları görmek için bu yolculuğa değer. Üç büyük şehirden her gün direkt uçuşların olduğu Kars’a vaktiniz varsa Ankara’dan Doğu Ekspresi trenine binerek benzersiz bir deneyim de yaşayabilirsiniz.

Kapadokya

Kapadokya için bugüne kadar söylenecek bütün güzel sözler söylendi aslında. Bambaşka bir coğrafya, zengin bir tarihi geçmiş, unutamayacağınız lezzette yöresel yemekler, şahane günbatımları, kendinizi bir masalda gibi hissedeceğiniz oteller… Yazı ayrı kışı ayrı güzel derler Kapadokya’nın, nitekim çok doğru! Beyazlarla kaplanan peri bacaları, otel çatıları daha bir güzel görünüyor. Nevşehir Havalimanı’ndan 40 dakikalık bir araba yolculuğuyla rahatlıkla bölgeye ulaşabilirsiniz. Tabi ki sevgilinizle veya eşinizle gidiyorsanız kalacağınız otelin ambiyansı çok önemli ama merak etmeyin, Kapadokya’daki birçok otel şömineli odaları, içerisinde özel havuzlu odaları, otantik dekorasyonları ile size kendinizi özel hissettiriyor. Avanos’ta çömlek atölyelerinde çömlek yapmayı deneyimleyebilir, yeraltı şehirlerini gezebilir, Peri Bacaları görebilir, Açıkhava müzelerinde tarihe tanıklık edebilirsiniz. Tabi, yerel şaraplar ve bölgeye özel spesiyalleri de unutmayalım.

Valencia

Kış aylarında daha sıcak ve ılıman bir iklimi kim hayal etmez? Sokaklarda gezerken çok üşümeden, kara kışta kalmadan dolaşmak tabi ki önemli. İşte, bu yüzden İspanya’nın en renkli şehirlerinden biri olan Valencia en güzel rotalardan biri. İspanya'nın üçüncü büyük şehri olmasına rağmen Madrid ve Barcelona kadar hak ettiği değeri uzun yıllar göremese de artık Valencia'nın ışığını fark etmemek imkansız. İspanya'nın doğu sahilinde kurulan şehrin bu yaz havası yılın her ayı devam ediyor, neşesinden hiçbir şey kaybetmiyor. Portakal ağaçlarıyla ünlü Valencia aynı zamanda dünyanın en lezzetli ‘paella’larının da anavatanı. Büyük bir yatırımla ortaya çıkan Ciudad de las Artes y las Ciencias çağdaş mimarideki akvaryumu, opera binası, botanik bahçesi ve müzeleriyle nefes kesiyor. Sokaklarındaki neşenin eksilmediği Valencia’da tarihe, kültüre, lezzete doymanız garanti.

Salzburg

Barok mimarisinin en üst seviyesi olarak parmakla gösterilen ve her adımında size, müziğe olan tutkusunu hissettiren bir şehir nasıl romantik olmaz? Avusturya’nın tarih sayfalarında gezindiğiniz izlenimini bırakan şehri Salzburg derli toplu, küçük ama zengin bir şehir. Sanatseverler için "Barok'un altın şehri", müzikseverler için "Mozart'ın evi ", tarihçilere göre ise  "Alman İmparatorluğu'nun Roma'sı" diyebiliriz. Müzikle nefes alan, Ortaçağda inşa edilen surları, barok sarayları, klasik müzik festivalleriyle buram buram sanat kokan Salzburg bir yandan çağdaş sanat galerileri, kafeleriyle dünde değil bugünde de yaşadığını gösteriyor. Kış aylarında tarihi binaların üzerine özenle serilmiş gibi duran karlarıyla hep özendiğimiz masal dünyalarına benzeyen sokaklarında dolaşırken siz de ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız. Hohensalzburg Kalesi'nden şehir manzarasını seyretmek, 7.yüzyılın başlarında yapılan Schloss Hellbrunn'da zamanda yolculuğa çıkmak, Mozart’ın vaftiz edildiği Salzburger Dom'u görmek, Avrupa'nın en eski kiliselerinden biri olan St. Peter Kilisesi'ni ziyaret etmek, Museum der Moderne’de uluslarası çağdaş sanat eserlerini görmek yapacaklarınızın sadece birkaç tanesi.

Taormina

Akdeniz'in en büyük adası Sicilya'nın Messina kıyı şeridinde yüzölçümü küçük etkisi büyük kasabası Taormina... Dünyanın en iyi şairlerini, edebiyatçılarını kendine aşık eden Taormina'nın güzelliği tam bir dengede... Doğal güzellikleri, tarihi, mimari yapısı, evleri, denizi, lezzetleri, festivalleri ve insanları sanki özenle seçilmiş ve buraya yerleştirilmiş gibi. Günümüzde de  ünlü tasarımcıların, aktör ve aktrislerin radarına giren kasaba, dik bir yamaca kurulmuş ve Etna’nın nefes kesen görüntüsüyle tamamlanmış. Adanın en önemli tarihi yapısı olan “Teatro Greco”'nun akustiği ile festivallere, konserlere ev sahipliği yapmasından mı başlasak yoksa Akdeniz'in en güzel sahillerinden birkaç tanesine ev sahipliği yapmasından mı? Güneydeki konumuyla kış aylarında bile ılıman havası sayesinde özgürce dolaşıp, keşfedeceğiniz Taormina'nın minik meydanları, butiklerle, kafelerle dolu sokakları başka bir dokuya sahip. Aktarmasız olarak Catania’ya uçup daha sonra 45 dakikalık bir araba yolculuğu ile ulaşabileceğiniz kasabada içkinizi yudumlarken bizi de hatırlayın!