22-25 Ekim tarihlerinde Haydarpaşa Garı'nda başlayan 2.İstanbul Kahve Festivali, sadece kahve ve markaların tanıtımı değil, bir yaratıcılık festivali tadında geçti. Biletlerin günler öncesinden tükendiği festivalin son saatlerine kadar büyük bir ilgi vardı. Gelelim Haydarpaşa Garı başta olmak üzere şehre dalga dalga yayılan bu nefis kahve kokulu festivalde neler yaşandığına…
Öncelikle kahve sektörüne dair birçok marka, kafe, tedarikçi vs. buradaydı. Barista artistleri, kahve şovları, kahve workshopları ve kahve sergileri de yine festivale damgasını vuran detaylardandı. Hava buz gibi de olsa oldukça kalabalık ve enerji dolu bir festival geçirdik. Kahve seven herkesin kendine göre bir şeyler hatta birçok şey bulabileceği keyif dolu bir organizasyondu.
Festivalin en önemli kazanımlarından biri olan henüz konuk olmadığımız kafelerle tanışmak büyük keyif oldu. Örneğin Akaretler’de konumlanan Minoa Books And Coffee ile tanışmak, sundukları ürünler ve hizmetler hakkında bilgi almak çok tatmin edici oldu. Elbette sıklıkla ziyaret ettiğimiz kafeler de İstanbul Kahve Festivali’ndeki yerini almıştı. Petra Coffee, Walters Coffee, Moc, Cafe Nero, Coffeetopia ve Kuru Kahveci Mehmet Efendi festivalin en çok kahve tüketilen stantlarıydı.
Haydarpaşa’nın muhteşem bir atmosfer oluşu ile kahve festivali sadece bir kahve festivali değildi elbette. Babylon sahnede , yağan yağmurun sesine karışan yaklaşık 40 tane harika performans izledik. Aralarında Billur Saatçi ve Maison Française’in de olduğu kahve temalı sergiler de ziyaretçilerin gözdesiydi. Kahveyi konu edinen ne var ne yoksa bulabilmek enfesti. Sahi İstanbul’un lokumları, Cafe Nero’nun sıcak kruvasanları, Plus Kitchen’ının brownili kekleriyle kahveleri dilediğimiz lezzetlerle ile eşleştirdik. Barista sanatçısı Micheal Breach, kahveler üzerine yaptığı portreler ile en popüler stantlardan biri olan Nescafe Dolce Gusto'nun konuğuydu. Doğrusu oldukça başarılıydı.En çok tren vagonlarında fotoğraf çekildi diyebilirim. Başrolde elbette kahve vardı. İnstagram kahve fotoğraflarıyla doldu taştı...
Yeni kahve teknolojilerine dair birçok şey de gözümüze çarptı. Kahve makinası üreticileri Türk kahvesinde "kapsül" dönemini başlatıyorlar mesela. Walter's Coffee Roastery imajını yurtdışına pazarlamak konusunda önemli adımlar atmış durumda. NY’ta çok yakında yeni mekanlarını açacaklarmış.3rd Wave kahveye dair artık herkes bu festival sayesinde bir şeyler biliyor oldu. Yaz boyu içmeye doyamadığımız buzla damıtılan iced brew coffee gerçek tadını bulabilmesi için 1,5 saniyede 1 damlaya ayarlı özel ekipmanlarla hazırlanıyormuş. Harmanında ise sadece saf Güney Amerika kahve çekirdekleri kullanılıyormuş. Ne içtiğimizi fazlasıyla bilen kahve severleriz artık…
İstanbul’un en güzel tarihi mekanlarından birinde 4 gün boyunca 40.000 kişiden faza kahve severi ağırlayan İstanbul Kahve Festivali etkisi uzun sürecek bir festivale imza attı. İstanbul Kahve Festivali’nin seneye daha fazlasını yapacağına kesin gözle bakılıyor.
